Adıyaman Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan iki binada yaşayan vatandaşlar, bakanlık tarafından rezerv alan kapsamına alınan ve boşaltmaları istenen evlerini yerinde dönüştürmek istediklerini, kendilerine sorulmadan yapılan işlemin hukuksuz olduğunu iddia ederek, protestoda bulundular.

Adıyaman Atatürk Bulvarı üzerinde yer alan ve deprem sonrası şehrin simgesi haline gelen saat kulesine yakın yerdeki iki binanın sakinleri evlerini yerinde dönüştürmek istediklerini ifade ettiler. Pek çok kuruma başvurduklarını ancak muhatap bulamadıklarını söyleyen malikler, rezerv alan ilan edilen bölgede yer alan evlerinin bu projeden çıkartılmasını, kendilerinin yerinde dönüşüm yapmak istediklerini belirttiler.
Atatürk Bulvarı üzerindeki evlerinin balkonuna astıkları afiş ve etrafa yapıştırdıkları dövizlerle seslerini duyurmaya çalışan ev sahipleri, idareye karşı açtıkları davaların sonucunun beklenmeden, polis nezaretinde tahliye edilmekle tehdit edildiklerini iddia ettiler.

Ev sahiplerinden Sevgi Karabıyık, rezerv alan projesinden çıkmak istediklerini beyan ederek şu ifadeleri kullandı:

"Deprem bizi yordu doğal afetti ama sonrası bizim için daha zor geçti. İnanın bu prosedürlerden daha çok yorulduk. Bu proje kapsamında önce izin alınmasını, sonradan herkes mutabık olursa öyle projeye başlanmasını istiyorduk. Ama hiç izin istemeden geldiler etrafımızı kapattılar, biz bu projeden çıkmak istiyoruz. Kendi yerimizde biz dönüştürme yapmak istiyoruz. Emlak Konut ve TOKİ'nin başlatmış olduğu bu projeye katılmak istemiyoruz. İmkanımız var, tek derdimiz kendi evimizi kendimiz yapmak istiyoruz. Devletimiz bize yardımcı olsun, istemeyenleri bu projeden çıkartsın. Mahkemeye verdik, yürütmeyi durdurma kararını bekledik, olmadı. Tüm hukuki yolları kapatmışlar. Elimizden hiçbir şey gelmiyor. Hiçbir muhatap bulamıyoruz. Binamız orta hasarlı, güçlendirme için dilekçe verdik ama dediler riskli yapı. Çevre şehircilikte itirazımız kayboldu. Muhtarlıkta askıda kaydımız olmasına rağmen, Çevre Şehircilikte itirazım kaybolduğu için, diyorlar ki gidin mahkemeye verin. Bize diyorlar ki, bir daire bir dükkan, etraftan duyduğumuza göre; 85 metrekare ev, 16 metrekare dükkan verilecekmiş. Biz yerimizi müteahhite versek 255 metrekare, bize dört daire ve dükkanın yarısını verecek. Biz 6 kardeşiz, annemle birlikte 7 varisiz. Biz kendimiz yapsak zemin artı yedi kat yapmak istiyoruz. Ama Emlak Konut, 85 metrekare evle bir dükkan çocuk oyuncağı gibi. Biz bunu kabul etmiyoruz. Direneceğiz, polisle, kolluk kuvvetleriyle geleceğiz diyorlar, gelseler bile biz çıkmayacağız. Bizi bu projeden çıkartsınlar, biz kendi evimizi kendimiz yapmak istiyoruz."

Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından alınan yıkım kararı üzerine idare mahkemesine dava açtıklarını ifade eden ve mal sahipleri adına konuşan Avukat Muhammed Cihan Güvenç, yaşanan süreç ve müvekkillerinin talepleriyle ilgili şunları söyledi:

"Depremden sonra burada rezerv alan ilan edilen bir takım yerlerde idare tarafından vatandaşların taşınmazlarına el atılmak suretiyle, yeniden konutların yapılacağı söylenmektedir. Bu amaçla da özellikle Atatürk Bulvarı üzerindeki bir takım yerler, etrafı çevrilmek suretiyle rezerv alan ilan edilmiştir. Bu taşınmazlarla ilgili kararlar alınırken, mülkiyet sahiplerinin, vatandaşların rızaları alınmamıştır. Vatandaşların rızası hilafına bu işlemler yürümektedir. Bu zor şartlarda, kış şartlarında vatandaş alenen sokağa itilmektedir. Mağdur duruma düşürülmektedir. Bu mağduriyetin giderilmesi için, en azından bugün için ötelenmesi adına, taşınmazlarla ilgili açılmış olan davaların sonuçlarının beklenmesi, özellikle müvekkiller nezdinde yapmış olduğumuz yıkım kararlarının durdurulmasına ilişkin başvuruların bu aşamada sonucunun beklenmesini istiyoruz idareden ve bu yıkımı yapacak olan kişi ya da kuruluşlardan. Müvekkillerimize 30 gün süre tanınmış, bir muhtıra verilmiş. Kendileri taşınmazları tahliye etmezse, polis zoruyla tahliye edileceği söylenmiştir. Bu yapılan işlem hukuka aykırıdır. Taşınmazlarla ilgili açılmış olan davaların sonucunun beklenmesi gerekmektedir. Vatandaşların depremden sonra ikinci bir mağduriyet yaşamaması adına, mahkeme sonuçlarının beklenmesini diliyoruz. Şimdilik idareden talebimiz budur. Dava hala derdest, dava sonuçlanmadan burada bir şey yapılması doğru değil. Yıkım kararına, yıkımın durdurulmasına ilişkin açtığımız davanın sonucunun beklenmeden tahliye işlemi yapılması hukuka aykırıdır.

Kaynak : PHA