Dünya ekosisteminin türbülans içerisinde olduğunun ve Türkiye’nin de doğal olarak bu türbülanstan etkilendiğinin altını çizen Külünk, “Pandemi, savaş, deprem gibi çok büyük olaylar, büyük maliyetler ortaya çıkarmıştır. Elbette bu maliyet karşılanmak durumundadır ve devletimizi ayakta tutmak zorundayız. Ancak bu ayakta tutma sorumluluğu sadece dar ve orta sabit gelirlilerin üzerine yüklenemez. Emekçiler, sabit ücretliler, esnaf; yani toplumun yaklaşık %70'i dolaylı vergiler ile bütçenin oluşumunda en büyük pay sahibi iken bu ülkenin servet sahiplerinin, sermaye sahiplerinin, her şartta kazanmaya odaklanmış sermaye gücünün hiçbir şey olmamış gibi gelişmeleri kenardan izlemeleri kabul edilemez.

"BU TAŞIN ALTINA ELİNİZİ KOYMAK ZORUNDASINIZ"

Bunun ötesinde bu yükü sadece aziz milletimizin her şartta bu ülke için mücadele etme noktasına tereddütsüz yükleneceği beklentisi ile esnaf, işçi, çiftçi, dar gelirli, ücretli, emekli ve köylüye bu işi bırakarak ‘biz nasıl olsa her şartta kazanmak durumundayız’ diyen büyük sermaye sahiplerine sesleniyoruz: Bu taşın altına elinizi koymak zorundasınız! Değilse bu ateşin herkesi yakacağından hiç şüpheniz olmasın.” dedi.